deneme bonusu veren siteler acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024 youtube mp3 dönüştürücü deneme bonusu veren siteler 2024

DÜŞÜNSEL İTİRAFLAR

Köşe Yazıları Yayın: 30 Temmuz 2012 - Pazartesi - Güncelleme: 30.07.2012 04:14:16
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
1651 okunma
Google News
Gözlerinin esareti altında ruhumun özgürlüğünü yitirdim ve kaybettiklerimden dolayı, bana bu sevgiyi yaşatan bir varlık olarak karşımda belirdiğin için, üzülmüyorum. Seni kötü bir insan olarak tahayyül ettiğimde kötülüğün dahi sana yakışacağına inanıyorum.

Renklerin anlam ve önemi üzerine uzun uzun düşündüm, beni bu konuda düşünmeye iten şey kıyafetlerinde tercih ettiğin renkler oldu. Laciverti üzerinde gördüğümden beri laciverti tercih ettim. Doğrusu öteki renkler de üzerinde güzel duruyor ama ten rengin ile lacivert arasındaki uyum gerçekten unutulamayacak bir ahengi gözler önüne seriyor. Bu sevgi sürecinde dikkatim dağıldı, dünyaya ve gündeme dair meseleler gözümde önemini kaybetti ve artık bütün dikkat yoğunluğumu sana dair olan her şeye yöneltim. Senin sevdiğin şeyleri, önceleri deneyip hoşlanmadığım şeyleri tekrar deneyerek ne htiğini anlamaya çalışıyorum. Bir bitkiyi daha derinden araştırıyorum, bir insanın sağlığına fazlasıyla dikkat etmesinin altında yatan sebepleri düşünüyorum. Ayaklarının çizdiği dairenin ruhsal analizini yapıyorum. Kısacası seni tanımaya çalışıyorum. Geçenlerde sinirlendim ve elime bir bardak alıp içini suyla doldurduktan sonra boşaltım, bunu tekrar tekrar yaptım ve sinirlerim gevşedi. Böylesi bir hareketin anlamı üzerine ve dahası yaptığın bütün davranışları gözlemleyip neyi niçin yaptığına kafa yoruyorum. Tanımaya çalışıyorum, bu süreçte önce tanıyıp sonra sevmek ile zıddını uzun uzun düşündüm. Tanıdıkça mı seversin, yoksa sevdikçe mi tanırsın? Bütün bunları düşünürken yaratıcıya olan sevgimin neden sana olan sevgim kadar hissedilir olmadığını düşündüm ve kendi kendimi suçladım. Kalbim yaratılana karşı atarken nasıl olurda yaratıcıya karşı atmaz? Allah’ı sevmek üzerine düşündüm. Eğer gerçekten bu konu üzerine derince düşünür ve Allah’a olan sevgimizi sorgularsak hiçte iç açıcı bir durumla karşılaşmayız. Belki kıyasta hata olabilir; ancak bu konuyu şiddetle sevenler anlayacaktır ve gerçekten kendimize doğruyu söyleyip dünya ve içindekilere olan bağlılığımız ile yaratıcıya olan itaatimiz arasında düşünürsek… Eğer gecesiyle gündüzüyle her anım seni düşünmekle geçiyorsa, öyleyse ben her daim seni zikrediyorum. Yani her nefes alışımda hatırlıyorum. Böylesi bir sevginin yaratıcıya karşı bu şekilde olmaması doğru bir şey değildir; ancak nasıl olurda yaratılanı yaratandan daha çok zikrederiz?  Şimdi burada düşündüğüm konu şu oldu: ben seni tam olarak tanımadan sevdim, yani dışarıdan gördüm, bazı hareket ve davranışlarına ve birazda güzelliğine ve bazı iyi huylarına şahit oldum ve sonra gecem gündüzüm sen oldun. Şu anda seni görüp görmemem sevgimden bir şeyler azaltmıyor, öyleyse sevmek için görmeye lüzum yoktur; ancak varlığını evvelden bilmeye gerek vardır. Yani bilmediğimiz şeyi sevemeyiz. Önce bilinip, tanınır sonra sevilir ve sevildikçe gerçek tanımlama işi gerçekleşir. Öyleyse sevgide bilginin rolü vardır; tuhaftır ki, bildiklerimizi unuttuğumuzda tanımaya başlarız. Çünkü bize dışarıdan nakledilen bilgi bizi sadece yöneltir ve ilgiye sebep olur, sonrasında bildiklerimiz tanıyabilmemiz için ayak bağı olur. Bilginin vurduğu zincir bizi daha öteye gitmeden önyargı ve kibre, bazen de gurura ve olması gerekene değil sadece bildiklerimizle sınırlı kalmaya sevk eder. Ve ardı arkası kesilmeyen çıkarımlarda bulunuruz. Bu noktada bilgi keşfe ve terakkiye engel teşkil eder.

Kalp öylesine atıyor ki gerçekten bir elin o kalbin üzerine değmesi gerek. Kalpteki bu aşırılık insanda elinde olmadan sarılma ihtiyacı, kucaklama gibi hissiyat uyandırıyor ve sanki kucakladığında o kalp sükût edecek gibi. Sarılmak, aslında o kadar basit ve önemsiz bir şeydir ki, bir sevgi gösterisi olması onun öteden beri öyle yapılageldiğinden değil, gelenek olmasından öte aslında insanın tabiatında var olan bir güdü olmasından. Zira bebek sarılarak büyütülür ve sarılmak ona daha o zamandan htirilir. Ve bütün bunları bir kenara bırakırsak dünyanın, güneşin, yıldızların, ayın, bitkilerin nasıl birbirine sarılarak durduğuna da şahit oluruz. Muhteşem bir enerjinin ve çekim kuvvetinin canlı ve cansız üzerindeki etkisini düşünmeliyiz. Bir sonraki yazımızda konuyla alakalı olacaktır.


Tunahan Dağaşan
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.